
Tükürür gibi yağıyor.
Oda’larda ışıksızım.
Şaşırtıcı değil aslında; kozmik oda’nın basıldığı, çalışma oda’larına kulak, yatak oda’larınagizli kamera yerleştirildiği, insanları domuz bağıyla öldürüp oturma oda’larına gömenlerin halay çeke çeke bırakıldığı, hemşirelerin hastane oda’sında gözaltına alındığı, laiklik karşıtı fiillerin oda’ğı tarafından yönetilen ülkede... Adam gibi adam’ın içeri tıkılması normaldir.
Basınç odası var artık.
Voyv’oda var çünkü!
Pembe Gazete...
İçinde tek kelime olumsuz haber barındırmayan, güllük gülistanlık.
Tek nüsha basılıyor, imparatorluğunu hasta yatağından yöneten Rockefeller’ın kahvaltı tepsisine bırakılıyordu... Ülkenin şahane gittiğini, ekonominin büyüdüğünü, borsanındevamlı yükseldiğini, yoksulluğun bittiğini, işsizliğin azaldığını yazıyordu o gazete... Köşe yazarları, parayı bastıranın zevkine göre havlayan, yalamaktan dillerinde pütür kalmamış finolardan seçilmişti, vıcık vıcık yağ damlıyordu satırlarından... Dünyanın en zeki adamını dünyadan bihaber hödüğe çevirmişlerdi; okuyor, gerçek zannedip, hayata pembe gözlükle bakıyor, mutlu oluyordu.
Böyle yapılır.
Oda spreyi sıkmalıydı kokuşmuş ortama.
O da.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder